22 Şubat 2012 Çarşamba

Marguerite Yourcenar – Mişima

Marguerite Yourcenar – Mişima
Ya da Boşluk Algısı

Hükme varmak…
Mesafe…
Yaşamöküsel anekdotlara gösterilen bayağı meraklılık…
Mişima’nın tasarlanmış ölümü; eserlerinden biridir. (s. 12)

Eski Japonya’nın kahramanları, ipekten ve çelikten kabuklarının altında yaşar ve ölürler. (s. 13)

(Babaannesi için) “Sekiz yaşındayken, altmış yaşında bir sevgilim vardı” (s. 19)

Rus-Japon Savaşı’nda ölen iki oğlu için devletin kendisine bağladığı maaşı, “onlar sadece görevlerini yaptı” diye reddeden bu sarsılmaz yaşlı kadın, Matsugae’lerin artık bırakmış oldukları bir köylü dürüstlüğünü cisimleştirmektedir. (s. 20)

(Mişima) Asıl ismi Kimitake Hiraoka’dır. Takma ad yazarın yeniyetmeliği sırasındaki ilk çalışması Hanazakari no mori’den (Çiçekli Orman) itibaren seçilmiştir. Mişima, Fuji Dağı’nın eteğindeki ufak bir şehrin adıdır; Yukio adı, karı sözcüğünü çağrıştırmaktadır. (s. 24)

Güzel’den nefret etme…

Bereket Denizi’yle her şey değişir. Öncelikle ritim.
Efsaneye göre cildin son bölümü 25 Kasım 1970 sabahı, yani ölümünden birkaç saat önce yazılmıştır.
Bereket Denizi’nin tamamı bir vasiyettir. (s. 41)

Bereket Denizi, aykürenin merkezinde görünen geniş ovaya verilmiş addır.
Hiç… hiçlik… Daha en başta bundan daha iyi vurgulanamaz.

Bütün eserin alttan alta yaydığı ruhgöçü mefhumu…

Bizim için en önemlisi Mişima’nın hangi yollardan geçerek azar, azar, ölmeye kararlı bir insan haline geldiğidir.
Yaşama doymayan varlıklarda ölüm düşkünlüğü sık görülen bir şeydir. (s. 71)

“Her düşünce ancak eyleme dökülürse muteber olur.” (Kaçak Atlar) (s. 76)

İmparator niçin bir insan haline geldi? (s. 81)

Para ve maddiyatçılık hüküm sürüyor; modern Japonya çirkin. (s. 89)

Her gün ölümü bekleyin, bekleyin ki, zamanı geldiğinde, huzur içinde ölün. Bela geldiği vakit, çekinildiği kadar korkunç değildir. (s. 92)

“Namu Amida Butsu” (Ölüler için söylenen Budist duası)


Yourcenar bu kitapta, Mişima’nın eserleri üzerinden intiharının soruşturmasını yapıyor, satır aralarında intihar düşüncesinin izlerini arıyor/kovalıyor. Bunu yaparken intihara sadece gerçeklik / gerçekliği açısından yaklaşmıyor; Mişima’nın intiharı, onun başyapıtıdır sanki (Yourcenar bizatihi bunu söylüyor), Yourcenar, bunu söylememiz için gereken niteliğe mazhar cümleler kurmayı başarıyor/başarmış. Böyle olunca ne oluyor; Mişima’nın eserleri, intiharla onurlandırılmış oluyor, niçin onur; çünkü bu, deneyimin (ve de eylemin) en uç noktasıdır, ötesi yok (acaba)…
 

Çeviren: Haldun Bayrı
Can Yayınları, Ağustos 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder