31 Aralık 2014 Çarşamba

Sencer Divitçioğlu - Oğuz'dan Selçuklu'ya


Sencer Divitçioğlu - Oğuz'dan Selçuklu'ya
Boy, Konat ve Devlet


Bu kitapta (…) Oğuz toplumunun kimliği ile Oğuz boylarından Selçuklu Devleti’ne nasıl sıçrandığı araştırıldı.

I
Oğuzlar
Çin kaynakları Tokuz Oğuz’dan ilk kez onların Çinlilerle birlik olup Hie-Li (İliğ) Kağanın sonunu hazırladıkları 630 olayları vesilesiyle bahseder.

Dokuz boy da Türk kökenliydi.
Oğuz etimolojisi hakkında;
Golden (1972), akrabalığı imleyen oğ- köküne kapılarak oğuş, oğlan, oğul gibi sözcüklere itibar ediyor. Divitçioğlu’da Golden’in düşüncelerine katılıyor. (s. 13)

İbn Fazlan, Oğuz’la Türk’ü kesinlikle bir tutar. (s. 17)

Oğuzlar bir Tegri’ye taparlar. Ölüm-ötesi hayata inanırlar ve bundan dolayı da ölüyü giysileri, silahları, atı, yiyeceği ve içeceğiyle birlikte mezara koyarlar.
Aralarında armağan ıdışmak (verip-almak) yüceltilir. (s. 18)

İbn Fazlan’a göre Allah’a inandıkları için değil, sırf ülkelerinden geçen Müslümanlara yaranmak için lâ ilâhe ill-Allah derler.
…zina ölümle cezalandırılır. Suçlunun iki bacağı birbirine doğru eğilmiş iki ağaca bağlandıktan sonra ağaçları salıverirler; suçlunun bacakları kasıktan birbirinden ayrılır.
…eşcinsellik büyük suçtur. (s. 19)

Evlilik, dışevlilik üzerine kurulmuş…
Oğuzlar’ın silahları mükemmeldir. (s. 20)

Oğuz Türklerini’nin hükümdarına yabgu derler. (s. 21)

…belgelerden anlaşılan, Oğuzlar’ın siyasal hayatında başkanlığın bir boyun ya da oğuşun tekelinde olmadığıdır. (s. 22)

Oğuz federasyonunun yönetim tarzı için (…) Oğuz Yabgu Devleti yaftalarını kullanabiliriz.  Adını koymak gerekiyorsa bu düpedüz çokboylu başkanlık sistemidir. (s. 25)

Oğuz federasyonu başkanlarına Baz Yabgu denilirdi.

Kayın da, kadın da aynı –ka kökünden gelir (…) bir şeyi içine alanı gösterir. (s. 35)

Oğuz toplumu (…) kurmuş oldukları simgesel sisteme benzer bir başka sistemi (…) yırtıcı kuşlar alemine göre de kurmuşlardır.
Reşideddin (…) arkeolojik çalışmalara ve paleolengüistik araştırmalara dayanarak, Aral-Balkaş ve Ural-Yenisey bölgelerindeki halkların kendileriyle ilahi arasındaki bağın hayvanlar ve kuşlar aracılığıyla kurulduğuna ve ruhlarının, doğrudan doğruya hayvan ve bitki dünyasıyla ilişkili olduğuna inandıklarını saptamıştır. (s. 38)

Bana göre ongun terimi (…) totem kavramıyla aynıdır. Ongun, bir insan öbeğiyle belli bir bitki ya da hayvan arasında hissedilen fiziksel ve psikolojik yakınlık ilişkisidir. (s. 40)

…bu kuşları nasıl yorumlayabiliriz?
Eşlik < eşliğ
Anlamı, sahip olunan aile ruhu, (s. 42)

Oğuz’un Işık’tan doğan üç oğlu ava gittiğinde bir altın yay, Ağaç’tan olan üç oğlu ise üç gümüş ok bulmuştur. Türkler’de altın, hükümdarlık simgesidir. (s. 49-50)

II
Selçuklular
Türkmen adı ilk kez VIII. yüzyılda yazılmış Sogut mektubunda geçer. (s. 60)

Bu adın anlamı Biruni’ye göre,
“Araplar’la Türkler arasında tercümanlık yaptıklarından, tercüman kelimesiyle uyak olsun diye Müslüman Oğuzlara Türkmen denilmiştir.”
DTL’de ise, Türkmen adı Türk-manand yani, Türk benzeri sözünden türetilmiştir.
Doğrusu, Türkmen, Türk adına “pek, yoğun” gibi arttırıcı anlamları yükleyerek –men, man son ekiyle kurulan (…) bir addır. (s. 61)

Biruni için Oğuzlar Türkmen’dir. “Oğuz, Müslüman olunca Türkmen olur.”

Dukak (Selçuk Bey’in babası)
Hazar Kağanlığının ya da Hazar Beyinin yanında bulunan biri,
Museviliği seçmiş olduğu düşünülebilir. (s. 62)

Ölümü 924 dolaylarında olmalıdır.
Oğlu Selçuk
Doğrusu ya Salçuk olmalı ya da Selçük.
Sel-çük (küçük sel) olarak açıklamak imkânsız.
Çünkü X. yüzyıl Oğuzları Arapça sayl kelimesini bilemez. Fakat, Kaşgari üstüne basa basa adı Selçük olarak yazmışsa bunda bir iş var demektir.
Rasonyi (1939) Kırgız lehçesinde bulunan Sel’in “buz” ya da “buzul” anlamını verdiğini anımsatarak, Selçuk adının Selçük yani buzcuk, buzulcuk olabileceğini ileri sürer. (s. 63-64)

İbn Hassul (1058) Selçuklu Devleti’nin (…) divan reisliğinde bulunmuş bir kişidir. Risalesini Tuğrul Bey’e ithaf etmiş olduğu rivayet edilir. Risalede Selçuk adı s.r.j.q olarak yazılmıştır.
Acaba, Selçuk’un adı gerçekten s.r.j.q Sarçuk mu idi?

Sarkel (…) Hazar devletinin orda kentidir.
Sar-kel, Şar/Şere Çuvaşçada ak, beyaz demektir. (s. 64)

Sarçuk (Sar-çuk) adının da Hazarca Akçuk / Akcık demek olduğu anlaşılır.
…komutan Dukak oğlunun adını Hazarca Sarçuk (Akçuk) koymuş olabilir,

Babası Dukak öldüğünde Selçuk 17 yaşında olmalıdır. (s. 65)

Kılıç Arslan, namı diğer Şah Melik’dir. Kötülükleri ve kindarlıklarıyla tanınır.
Selçuk Subaşı (…) Yazgır boyundan Kardıcı atabeyle birlikte yabguluğu yönetmekteydiler.
Oğuz, çokboylu başkanlık sistemi bir hanedana bağlı olmadığına göre kimsenin Oğuz Yabgularının seçimini verasete yani veliaht tercihine göre belirleme hakkının olmaması gerekir. Oysa, Yazgır boyu döneminde bunun tam aksi olmuş, Yabgu Baranlu, oğlu Ali’yi Yabgu atadığı gibi, torunu Şah Melik’e de yabguluk yolunu açmıştır. Tıpkı, Samani ve Harzemşah ülkelerinde olduğu gibi.
Sanırım bu noktada Yazgır Yabgu Baran’la Kınık Subaşı Selçuk arasında ihtilaf başgöstermiş (…) Selçuk başkaldırır olmuş, fakat mücadelede yenik düşerek ili terk etmek zorunda kalmıştır. (s. 66-67)

Selçuk, Cend’e göçerken (985) (…) yanında sadece yüz atlı (…) vardı.
Bu (…) tamı tamına yüz aile eder. (s. 67)

Selçuk’un dört oğlu olmuştur.
Mikail (oğulları; Tuğrul ve Çağrı)
Musa (oğulları; Yusuf, Börü, Hasan)
Arslan İsrail (oğulları; Kutalmış, Resul Tegin)
Dördüncü oğlu Cend’e gelmeden ölmüştür, ismi Yunus veya Yusuf (oğulları; Ersığun, Ertaş, İbrahim) (s. 68)

Selçuk’un oğulları İsrail, Yusuf, Musa, Mikail ile torunları İbrahim’in adları Musevi kökenlidir. Eğer, Hazar Musevi bağlantısı göz önüne alınırsa bu durum şaşırtıcı olmaz. Hele, İsrail adının seçilmiş olması bu görüşü kuvvetlendirir. (s. 70)

Selçuk Cend’e göçerken şöyle dediği söylenir:
“Biz yaşamak istediğimiz bu ülke halkının dinini kabul etmeliyiz. Eğer, onların törelerine uymazsak kimse bize yüz vermez, biz de tek başımıza kalmaya mahkûm oluruz,” (Bar Habreaus) (s. 72)

Müslüman olan Selçuk ve ailesinin ilk işi Cend Müslümanlarını Oğuz yabgusunun haracından kurtarmak olmuştur.
Müslüman olan Tuğrul, Muhammed ve Çağrı da Davut adını almıştır.

Selçuk 1007 (veya 1010) yılında Cend’de öldü. (s. 73)

…tüm Oğuz Türkmeni, Selçuklu Musa Yabgu, Çağrı ve Tuğrul beyler ile İbrahim Yınal’ın başkanlığında Nesa’da birleşiverdiler.
Sultan’a mektup gönderdiler (Gazneli Sultanı Mesut).
Mesuttan Nesa ile Ferave arasındaki bölgenin kendilerine yurtluk olarak verilmesini istiyorlar. (s. 88)

Gazne ordusu Nesa’ya Selçuklu üzerine yürüdü. (s. 89)

Savaş, kesinlikle Selçuklu’nun utkusuyla sonuçlandı.

Çağrı Bey askerlik, Tuğrul Bey siyaset işlerine ağırlık verdi.


Selçuklu’nun siyasal utkusu ülkeyi bir kâbusa dönüştürdü. Çağru Bey sırayla Curcan, Nişapur, Saraks, Talikan, Faryab, Suburkan kentlerini yağma ederken, hacibi Altı, Belh yöresini haşat etti.
Sultan Mesut Selçuklu üzerine yürüdü (…) Selçuklu saklanıp durdu, Gazneli onu aradı.
…ramazan ayında (…) kılıç kuşanmayan Mesut’a rağmen, Türkmen, camide namaz kılan Gazneli askeri üzerine ok yağdırdı. (s. 92)

III
Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu
1040, Dandanakan Savaşı dönüm noktasıdır.

Yapı Kredi Yayınları

Mart 2000

Matthew Beresford - İfritden Draculaya Modern Vampir Mitinin Doğuşu

Matthew Beresford - İfritden Draculaya
Modern Vampir Mitinin Doğuşu


Vampir terimi İngiliz diline ilk olarak 1732’de girmiş,
Bu sözcük (…) Slavcadaki upir ya d upyr kelimelerinden gelmiş (kuvvetli ihtimal).

Vampir inancının ortak unsuru korkudur. Korku, vampirin varlığını sürdürmesinde önemli bir faktördür.

Defin ritüelinin özünde ölüm ve dünyada tutsak kalan ruhların korkusu vardı.
…ölüm ve defin üzerine bu ilk fikirler vampirin oluşumuna zemin hazırlamıştır.
…önemli olan onların üzerimizdeki hâkimiyetlerini kolaylaştıran inançtır. (s. 15)

On sekizinci yüzyıla kadar vampirlerle ilgili dikkate değer herhangi bir saplantıya tanıklık edilemez.

Vampir şu ana kadar bilinen bir figürdür ki onun olmadığı bir zamanı düşünmek zordur.

Bu iblis niçin sadece soysuz alt tabakayı seçiyor? Neden sürekli köylü, arabacı, kunduracı ve hancı kılığına giriyor?
Çünkü eğitimli ve kaliteli insanlar alt tabakanın aptalları gibi kolay kandırılamaz… (Guiseppe Davanzati, ölm. 1755).

…bu varlığın kökeninin izi asıl Yunan, Roma, Mısır ve Doğu Avrupa’da sürülmelidir.

Vampire benzer yaratıkları içeren anlatılarda ortak tema çocuklardır. Çeşitli kültürlerde bu yaratıklar küçük çocukların kanını içmek ya da onları yutmak için dirilir. (s. 24)

Hint tanrıçası Kali,
Kali Ma genellikle insan kanı tüketmesiyle bilinirdi.
Vampire benzer özellikler taşıyan Antik Yunan’daki vrykolakas (…) alışılmadık bir vampirdir (ilk zamanlardaki şeytani formunu terk edip hortlağa dönüşmüştür).

…vampir olarak nitelendirilen iki ayrı tür vardır: Birincisi cinler ya da hayaletler gibi doğaüstü, insandışı varlıklar, ikincisiyse öldükten sonra dirilen cesetler, yani horlaklardır.
Eski çağlardaki vampir örnekleri genellikle (…) doğaüstü varlıklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Ortaçağ ve sonrasındaki geleneksel inançta ise (…) vampir, hortlak formunu almaktadır. (s. 26-27)

Vrykolakas kelimesinin İngilizce ve Almancadaki “werewolf” (kurtadam), Galcedeki “wawulf” ve Fransızcadaki “loup-garou” ile etimolojik bağları vardır.
Vrykolakas / Yunanca, kurtadam demektir.

Deri yüzme âdeti (…) ruhu özgür bırakan çarelerden biri olarak düşünülür, böylece cesedin dirilmesi engellenirdi.
Vampires, Burial and Death adlı kitabında Paul Barber’a göre vampir olmanın dört yolu vardır. İlki doğal yatkınlıktır.
İkincisi kaderdir (evlilik dışı veya ensest ilişkiden doğan kişiler bu guruptadır).
Üçüncü durum ise (…) şiddet içerikli bazı olayların sonucunda ortaya çıkar.
Son yol, usulsüz yapılan ritüel ve definlerdir. (s. 33-34)

Neolitik çağ / ölü gömülür
Tunç çağı / ölü yakılır

…kötü toprak zeminli alanlarda ölülerin gömülmediği söylenebilir.

Netice itibariyle bu arazilere gömülen cesetlerin toprağa karışması zaman almıştır ve bu durum cesetlere vampir görünümü vermiş olabilir.

Bataklık cesedi Lindow Man (…) tilki postu ve vampir ilişkisinin deyim yerindeyse ilk örneğini yansıtmaktadır. (s. 38)

Genel olarak var olan dindeki tanrı, yeni gelen dinle birlikte şeytan ilan edilir.
Hıristiyanlığın ortaya çıkışından itibaren, önceki dönemlere ait yapıtlar şeytanla ilişkilendirilmeye başlamıştır.
Anglosakson ve Viking dönemlerinin sonuna doğru (…) hayalet ve cin için grima sözcüğü kullanılmıştı. (s. 39)

Hıristiyanlık açısından bakılırsa, vampirin yaratılışı Yahuda İskaryot’la doğrudan İsa’ya bağlanabilir.
…bu değerlendirmeyi destekleyen argümanlar, vampirin gördüğünde etkisiz hale geldiği veya korktuğu haç,
Çivilere benzer özellikler gösteren kazık,
Vampirin tiksindiği (Yahuda’nın İsa’ya ihaneti karşılığında kabul ettiği) gümüş…


West Crevens’in Dracula 2000 adlı filminde Yahuda ilk kez vampir olarak karşımıza çıkar. (s. 43)

Karpat Dağları’nda bir yerde Şeytan’ın doğanın sırlarını, büyüyü, cinciliği ve tılsımı öğrettiği efsanevi scholomance (…) büyücülük okulu olduğu söylenir. (s. 54)

Batı’nın (…) aşina olduğu (…) ölü vampir için kullandığı kelime nosferatu’dur.
Transilvanya vampiri için (…) strigoi daha fazla kabul görür. (s. 57)

Bazı efsanelerin çıkış noktası (…) kilisenin yasaklarıyla ilgili…

Hıristiyanlık öncesi düzenlenen Lupercalia şöleninde (…) genç erkekler kurt veya keçi kılığına girerek sokaklarda dolaşır, genç kızların peşine takılır ve onları kırbaçlarlardı. Bu hareketin doğurganlığı teşvik ettiği düşünülürdü.
Fransızca loup-garou (kurtadam, gulyabani) sözcüğü (…) Lupercalia’yla benzerlik göstermektedir. (s. 59)

Bran Şatosu

III. Vlad (Tepeş, Kazıklı Voyvoda veya Dracula olarak da bilinir).
(…) canavar ruhlu bir zorbadır.
Vlad’ı meşhur eden iki önemli olay:
(1) Çavuşesku’nun Vlad’ı ulusal bir kahraman olarak benimsemesi,
1976’da Vlad’ın ölümünün beş yüzüncü yıldönümüne özel hatıra pulu bastırması,
(2) Bram Stoker’ın Vlad’ın takma adı olan Dracula’yı romanındaki ünlü vampir kont için kullanmış olması,

Vlad’ın babası ejderha anlamına gelen Dracula lakabıyla tanınırdı. (s. 73)

II. Vlad (baba Vlad) Dracul’un Boyarlardan (soylulardan) gördüğü ve 1447’de ölümüne sebep olan ihanet, III. Vlad Dracula’yı derinden etkiledi.

Dracula sonradan, Mircea’nın (babası) diri diri gömüldüğünü öğrenir. Tüm bunlar yaşanırken Dracula ve küçük kardeşi Radu, siyasi esir olarak Edirne’de Türkler’in elindedir, fakat babalarının ölümü üzerine serbest bırakılırlar.
Radu Türklerin tarafına geçer. (s. 75)

Dracula’nın işkence yöntemleri arasında en çok bilineni kazığa oturtma
Başka yöntemler de kullanmıştır.
Kurbanlarını canlı canlı kaynar sularda haşlamış, derilerini yüzmüş, kol ve bacaklarını kestirmiş, yine annelerinin göğüslerini kestirip bebeklerini, kesilen göğüslerin yerine kazıkla saplamıştır. (s. 79)

Korkunç şeyler yaptığı inkâr edilemez fakat böyle şeyleri yalnızca o yapmıyordu. Dracula’nın yaşadığı dönem vahşi ve acımasızdı (kitabın örnek verdiği vahşet timsalleri Engizisyon ve Türkler). (s. 83)

Vampir hikâyelerinin en çok anlatıldığı ülkeler, dağılan Osmanlı İmparatorluğu’ndan koparak Avrupa imparatorluklarına katılan ülkelerdir. (s. 91-92)

…vampir fenomeninin temelini atanlar Ortaçağ’daki porfiri hastalarıdır. Bu hastalık ışığa duyarlılık (güneş ışığından kaçma), soluk ten, kıllı olma, uzamış dişler gibi, vampirlerle özdeşleşmiş belirtilere sahipti.
Porfiri hastalarının, bu hastalıkla savaşmak için kan içtikleri söylenirdi. (s. 95)

Vampir yazın türünün gelişmesine katkı yapan dört eser:
John Polidori, The Vampyre
James Malcolm Rymer, Varney, The Vampyre
Sheridan Le Fanu, Carmille
Bram Stoker, Dracula (s. 105)

Polidori’nin The Vampyre’ı
Yazındaki ilk vampir öyküsüdür.
Vampire aristokrat sınıfını kazandırmıştır. (s. 106)

1816’da yazılmış bu öykü ancak 1819’da New Monthly Magazine’de Byron imzasıyla yayımlanır.
Polidori, Byron’ın doktoruydu.

F.W. Murnau’nun Nosferatu, Bir Dehşet Senfonisi Polidori’nin vampir formülünü temel alan en güçlü uyarlamalardan biridir. (s. 108-109)

Carmilla, lezbiyenlik izleri taşıyan ilk vampir öyküsüdür. (s. 114)

Turgenyev ile Tolstoy, Çarlık Rusyası’nda Kazaklar ver toprak sahiplerini vampir olarak tasvir eden halk hikâyelerini derlemişlerdir. (s. 123)

Stoker’ın romanı olmasaydı bugün bildiğimiz vampir belki de hiç var olmayacaktı.
Kont Dracula yaratılmış en meşhur vampirdir. (s. 126)

Cappola’nın Bram Stoker’s Dracula’sı (…) son geleneksel vampir filmiydi. (s. 139)

Çeşitli altkültürlerle özellikle de gotik akımıyla, genel olarak vampir ve korku türü arasında bir bağlantı kalmıştır ve birçok insan bu yüzden toplumda baskı görmektedir. Sophie’nin (giyindiği gotik kıyafetler nedeniyle dövülerek öldürülen eleman, 2007)  katilleri zaten bu altkültürler arasındaki farkı büyük ihtimalle göremeyecekti. Ekseriyetle insanlar koyu veya siyah kıyafetler giyen, koyu makyaj yapan ve gotik, metal veya rock müzik dinleyen kişileri bir canavar olarak görmektedir. (s. 156)

From Demons to Dracula
Türkçeleştiren: Funda Akkaya
Doğan Kitap

Aralık 2014

John H. Conway – Richard K. Guy – Sayılar Kitabı

John H. Conway – Richard K. Guy – Sayılar Kitabı

Alone (yalnız) / all one (hepsi tek) kökünden gelir.
Only (sadece) / one like (tek cins) kökünden gelir.
Atone (kefaret) / at one (hata yapılan kişiyle bir olmak)
None (hiç) not one (bir tane bile değil)
Monk (keşiş) / Yunanca, monokos (tek başına ya da inzivaya çekilmiş)

Duble / doublet (iki katmanlı kıyafet)
Doubt / iki farklı fikir sahibi olmak

Bis / çifte / Latince duis sözcüğünden türemiş.
Ayrık, farklı ya da uzak manasında kullanılan dis ve di önekleri de bu kökten gelmektedir.

Ayrılma işlemi genelde gerilimli bir anlam içerdiğinden dis’le başlayan kelimeler negatif algılar taşımaktadır.
Discord / ihtilaf
Dissect / parçalara ayırmak
Disrupt / yarmak
Disturb / rahatsız etmek

Pair / İkili, kökeni Yunancadaki para (yanında) sözcüğüyle ilintili Latince par kelimesidir.
Yunanca porne / fahişe, çiftleşen kişi manasındadır.
Par / -parabol / -paralel / -parite

Tribün / mahkeme anlamına gelen tribunalların sunulduğu kişidir. 

Dekan, Latince on kişinin lideri anlamına gelen decanus kelimesinden gelir. (s. 11-26)

Türkçeleştiren: Ahmet Nedim Narman
Alfa Yayınları

Kasım 2014

Patick Bateson & Paul Martin - Oyun, Oyunbazlık, Yaratıcılık ve İnovasyon

Patick Bateson & Paul Martin
Oyun, Oyunbazlık, Yaratıcılık ve İnovasyon


Davranışların gelişimsel kökenleri (…) oyun davranışı ve oyunun, gelişen organizmanın deneyim ve beceriler kazanmasını sağlayan rolü, bu çalışmanın düşünsel kaynaklarını oluşturuyor. (s. 9)

…özellikle oyunbazlıkla yaratıcılık arasındaki ilişkiye eğildik…
Vardığımız sonuçların (…) yaratıcılık ve inovasyonla uğraşanların ilgisini çekeceğini umuyoruz. (s. 10)

  1. Bölüm
Giriş
Biz oyunun hem doğada hem de insan toplumunda yaratıcılığa ve dolayısıyla inovasyona olanak sağlayan önemli bir davranış biçimi olduğunu savunuyoruz. (s. 11)

Oyun için tanım
Davranış kendiliğindendir.
İçsel güdülenme gerektirir ve oyunun amacı oyundur.
…güvenli bir ortamda gerçekleşir.
Tekrar edilir. (s. 12

İnsan davranışında inovasyon şeylerin yapılış şeklinin değişmesini ifade ederken, yaratıcılık genel olarak yeni düşünce üretimine işaret eder.
…inovasyon daha sonra başkaları tarafından da kullanılacak pratik bir yarar elde etmek için yeni bir davranış biçimi veya düşüncenin yaşama geçirilmesi anlamına gelir.

Tezimizin temelinde yatan şudur: Yeni davranış ve düşünce biçimleri çoğunlukla oyundan, özellikle oyunbaz oyundan türer. (s. 14-15

Oyun, bireyin dünyayla baş edebilmek için yeni yaklaşımlar keşfetmesine olanak sağlar. (s. 16)

Oyun tarihçesi
Platon, Yasalar: yetişkinlikteki becerilerin gelişiminde çocukluktaki oyunbaz alıştırmaların önemli olduğunu ileri sürdü.
Rousseasu, oyunun çocuğu uygarlaştırdığını düşünüyordu.
Kant, oyunun ruhu özgürleştirdiğini söyleyerek romantik bir görüş ortaya attı.
Benzer görüşteki Schiller de oyunun bastırılmış enerjiyi açıpa çıkardığını söyler.
Dewey, Rousseau’yu izler; oyunun çocuğun gelişiminde yaşamsal önemi olduğunu vurgular.
Freud, bireyin davranışlarında oyunun rolüne önem atfetti.
Oyunla yaratıcılık arasında direkt ilgi kuran kimse olmadı.
Sadece Herbert Spencer, oyunun sanatsal yaratıcılığın kaynağı olduğunu savundu.
Huizinga, kültürün gelişiminde oyunun önemine vurgu yaptı (“hakiki saf oyun, uygarlığın belkemiğidir.”).
Vygotsky, edebi yetenek ve hayalgücünün oyundaki eylemlerden beslendiğini söyledi.
 Piaget ilk dönem eserlerinde, oyunun mantıksal aklın gelişiminde önemli olduğuna inanıyordu. Sonraki çalışmalarında oyunun hayal gücünün gelişiminde önemli olduğunu ileri sürdü.
Robert Fagen’in Animal Play Behavior adlı eseri oyunu bilimsel olarak ele alan önemli eserlerin başında gelir. Evrimci bir yaklaşım benimseyen Fagen, kuşların ve memelilerin neden riske girmek pahasına oyuna zaman ve enerji harcadıkları sorusunu gündeme getirmiştir. (s. 18-19)

  1. Bölüm
Oyunun Biyolojisi
…bir çocuğun belli bir ihtiyacı karşılamaksızın yaptığı her şey oyundur (…) Bize göre oyun ve oyunbazlık, başka tanımlayıcı özellikleri olan daha özel kategorilerdir.

Oyun
Oyun, iş veya ciddi davranışın karşıtıdır.

Oyunbaz oyuna bireyin kendiliğinden ve esnek bir şekilde davranmaya daha eğilimli olduğu özel, pozitif bir duygu durumu eşlik eder.

Oyunbaz bir insanın davranışı neşe, cıvıl cıvıllık, şen şakraklık, iyi huyluluk, sevinçlilik, keyiflilik, eğlenceli olma, esprili olma, hayat doluluk ve canlılık gibi çok sayıda eşanlamlı sözcükle anlaşılır. (s. 25)

…genel kanı oyunun, çocukların ve yavru memelilerin tipik olarak yaptığı bir şey olduğu yönündedir. (s. 31)

Oyun
…iyi olmanın bir işaretidir. Bir insan stresli, huzursuz, aç veya hastaysa genellikle ilk yaptığı şey ortadan kaybolmaktır. (s. 32)

Yoksulluk (…) bir çocuğun oyun oynama olanağını azaltabilir. (s. 33)

Oyunu tanımlama konusunda öteden beri süregelen zorlukları dikkate alarak beş temel özelliğe dayanan bir tanım öneriyoruz; içsel güdülenme, güvenli ortam, değişik bileşimler, yineleme ve koşullara duyarlılık. (s. 41)

  1. Bölüm
Oyunun İşlevleri
Ne için oyun oynanır

Oyun, bireyi daha esnek ve yeni koşullara daha iyi uyum sağlar hale getirerek strese karşı daha direngen kılabilir… (s. 45)

Oyunun çelişkili istekler dünyasında en iyi seçeneği buldurmak gibi bir özelliği vardır. (s. 46)

Oyun, ilkel koşullarda hayatta kalmaya yardımcı olur. Modern zamanlarda insanlar çeşitli teknik donanımlarla yaşamsal açıdan emniyetli koşullar inşa ettiği halde oyun günümüz dünyasında çok daha önemlidir. Yaratıcı düşünce ve inovasyon kapitalist sistemde başarı için ayırt edici başlıklardır. İnsanların bu niteliklerini geliştirmeleri için oyun (ve mizah) en önemli unsurlardır.

  1. Bölüm
Evrim ve Oyun
Yaratıcılık, varolan davranış kalıplarını kırmaktır. Yaratıcı insanlar normalde birbirinden bütünüyle farklı görünen düşünceler, şeyler veya ifade biçimleri arasında yeni ilişkiler sezerler.
Oyun da varolan davranış kalıplarını kırmak ve eylemleri ya da düşünceleri yeni biçimlerde birleştirmekle ilgilidir. Bu nedenle oyun yaratıcılığı teşvik etmek ve dolayısıyla inovasyonu kolaylaştırmak için etkin bir mekanizmadır. (s. 62)

  1. Bölüm
İnsanlarda Yaratıcılık
Yaratıcılığı (…) asıl olarak varolan eylem, düşünce ve tasarıları yeni biçimlerde bir araya getirerek veya bunları yeni durumlara uygulayarak yeni eylemler veya düşünceler üretme anlamında kullanıyoruz. …bu yeni davranış motiflerinin ve düşüncelerin kullanım açısından yararlı olup olmadığını, başkaları tarafından benimsenip benimsenmediğini inovasyon başlığı altında ayrıca ele almayı tercih ediyoruz.
Yaratıcılık (…) inovasyonun öncülüdür. (s. 74)

İnsan yaratıcılığının kriterleri J. P. Guilford’ın ıraksak ve yakınsak diye tanımladığı iki düşünce tarzı arasındaki ayrımdan fazlasıyla etkilenmiştir. Iraksak düşünen bireyler yeni fikirlere daha açıktır. Bu iki bilişsel tarz arasındaki fark Alternatif Kullanım Görev testiyle ölçülür. Yakınsak düşünenlere sözgelimi bir tuğlayla ne yapılır diye sorulduğunda duvar örülür derler. Iraksak düşünenler ise pek çok farklı kullanım sıralarlar.

Paul Torrance yaratıcılığın üç ana öğesini belirlemiştir: kıvraklık, esneklik ve özgünlük. Kıvraklık (…) kişinin üretebildiği farklı düşüncelerin sayısını gösterir. Esneklik, yaklaşımlar arasında gidip gelme yeteneğidir.
Biyologlar esnekliğin davranışlardaki yansımasını genellikle uyum sağlama olarak adlandırırlar.
…özgünlük, bilindik ve alışılmış düşüncelere bağlı kalmamayı, üretilen düşüncelerin yeniliğini gösterir. (s. 75)

Zoolog George Bartholomew “Yaratıcılık genellikle oyunun karmaşık bir işlevi olarak ortaya çıkar.”

Eğer doğru zamanda doğru yerde bulunmuyorsanız ya da kimsenin sahip olmadığı olanaklara sahip değilseniz, tek çareniz daha maceracı olmaktır.
İnsanın canı hiç sıkılmadığında mükemmel olmak için çaba sarf etmesi çok daha kolay oluyor. (s. 80)

Oyunun bazı türleri boyunca bireyler, akış adı verilen, kişinin dikkatini bütünüyle yaptığı işe verip zamanın nasıl geçtiğinin farkında olmadığı psikolojik durumu deneyimleyebilirler.
İçsel güdülenme, yapılan işin kendisinden alınan zevkten veya işi tamamlamanın verdiği tatminden kaynaklanır. (s. 81)

Genel olarak dışsal ödüllerin içsel güdülenmeyi engellediği ortaya çıkmıştır.

Kişilik çeşitleri
Dışadönüklük / karşıtı: soğuk, sakin
Nevrotiklik / karşıtı: duygusal olarak dengeli
Sorumluluk / karşıtı: özensiz
Tatlılık / karşıtı: işbirliğine kapalı, insan sevmez
Açıklık (yaratıcı, sıra dışı) / karşıtı: gerçekçi, analitik, uzlaşmacı (s. 82)

En yaratıcı bireyler genellikle müthiş oyunbazlık sergileyen kişilerdir. (s. 89)

  1. Bölüm
İnsanlar ve Kuruluşlar
Yeni düşüncelerin bir kez keşfedildikten sonra inovasyonlara dönüşme süreci ise farklı yetenekler gerektirmektedir.
Graham Wallas yaratıcılık sürecinin hazırlık, kuluçka, sezindirme, aydınlatma ve doğrulama olmak üzere beş basamağını tanımlamıştır. (s. 101)

İnsanlar tek başlarına çalışırken değil de birbirleriyle etkileşim içindeyken, farklı düşünceleri yaratıcı bir şekilde bir araya getirmek çok daha mümkündür. (s. 104)

Yaratıcı grup girişimlerinin başarısındaki önemli bir unsur, gruptaki çok farklı bilgi ve becerileri olan insanların olmasıdır. (s. 105)

En başarılı şirketler, yeni düşüncelerin yaratımını geliştirmek için etkin girişimlerde bulunan ve bu düşünceleri hayata geçirmek için uğraşan şirketlerdir.

“İnovasyon Amerika’da yalnızca yaşamlarımızı değiştiren bir şey değildir, o bizim geçim kaynağımızdır.” Obama (s. 110)

İyi fikirler başarılı ticari ürünlere dönüşmeden önce uzun süre ortalıkta dolaşabilir.

Kişiler oyun boyunca biriktirdikleri deneyimlerin yararını hemen görmeyebilirler; gerçi (…) kişi ileride yaratıcı bir çözüm gerektiren bir zorlukla karşılaştığında, bu deneyimler büyük önem kazanabilir. (s. 113)

  1. Bölüm
Çocukluk Oyunları ve Yaratıcılık
…kitabın ana konusunu oluşturan soru şudur: çocuklukta oynanan oyunlar, yaşamın ilerleyen dönemlerindeki yaratıcılığı arttırır mı? (s. 115)

…öğrencilerin öğrenmeleri gereken o kadar çok şey vardır ki yaratıcı düşünmek için pek az fırsatları olur. (s. 116)

(10-12 yaşlarındaki 36 çocuk üzerinde yapılan bir araştırma) …televizyon ve video izlemenin çocukların hayal gücünü canlandırmaktan ziyade körelttiğini ortaya koymuştur.

Dolaylı görüntü ve düşünce bombardımanının, çocukların kendi etkinliklerini yaratma ve kendi düşünme süreçlerini geliştirme fırsatını ellerinden aldığı görülmektedir. (s. 123)

  1. Bölüm
Mizah ve Oyunbazlık
Oyun ve mizah
Her ikisi de içsel olarak güdüleyici ve eğlenceli olmak için eğlendiricidir, başka amacı yoktur.
…her ikisinde de olmayacak şeyleri bir araya getirme söz konusudur. (s. 131)

Igor Suslov
Mizahın insanların baştaki hatalarının farkına varmalarını sağlayan ani bir duygusal tepki olduğunu savunmuştur. (s. 134)

İnsanın gülmesi öncelikle sosyal bir tepkidir: sosyal bir ortamda, yalnızken olduğundan otuz kat fazla gülünür. (s. 135)

Hayatın komik veya saçma yanını görebilme yeteneği gerginliği azaltır ve insanların stresle baş etmesine yardımcı olur. (s. 136)

Oyun ve mizah
Her ikisi de (…) pozitif, kaygısız bir duygu durumunu teşvik eder.
Her ikisi de (…) güvenli bir ortamda gerçekleşir.
Her ikisinde de içsel güdülenme yaşanır ve ikisi de ödüllerini kendilerinde barındırır. Ve her ikisi de yaratıcılığın yolunu açan değişik sonuçlar üretir. (s. 139)

  1. Bölüm
Rüyalar, Uyuşturucular ve Yaratıcılık
Rüya (…) varolan düşüncelerden değişik bileşimler oluşturur ve (…) kişiye yeni bağlantılar ve olasılıklar keşfetmenin güvenli bir yolunu sunar. Rüya (…) açık biçimde yaratıcılıkla ilişkilidir. (s. 140)

Rüya (…) rüya görene daha sonra işine yarayabilecek zihinsel beceriler sağlar. (s. 141)

Rüya kaynaklı sanatsal üretimler ve buluşlar
Bergman veFellini’nin birçok filminde kullandığı sekanslar gördükleri rüyalardan kaynaklıdır.
McCartney, “Yesterday” adlı şarkısının melodisini rüyasında duyduğunu söylemiştir.
Mendeleyev kimyasal elementleri sınıflandırması rüya kaynaklıdır. (s. 142)

Pek çok yaratıcı insan çok alkol kullanır.

Alkol insanların bilişsel tarzlarını değiştirerek geçici olarak çekingenliklerini atmalarına ve akılcı, zoraki düşünme biçimleriyle bağlarını gevşetmelerine neden olur. Alkol, geleneklerin vurduğu prangaları çözer. (s. 148)

Uyuşturucunun, daha dışavurumcu bir çalışmaya ve renklerin keskinleşmesine eğilimi artırarak sanatçıların çalışmalarındaki bazı özellikleri geliştirdiği görülmüştür. (s. 151)

  1. Bölüm
Parçaları Toparlama
Oyunun, değişik düşünce ve eylem bileşimleri ortaya çıkarak veya ileriki problemler için değişik çözümler üretmeyi sağlayan deneyimler kazandırarak yaratıcılığa yardımcı olduğunu ileri sürdük. (s. 154)

Oyunun çok temel bir özelliği, içsel güdülenme yaratmasıdır.
Oyunbaz oyun, ıraksak düşünmeyi kolaylaştıran pozitif, kaygısız bir duygu durumuyla yakından ilişkilidir. (s. 155)

Oyunun bireyi gelecekte yüz yüze kalacağı güçlükleri değişik çözümlerle karşılamasına olanak sağlayan deneyimlerle donattığını düşünüyoruz. (s. 156)

Sanatlarda ve bilimlerdeki en yaratıcı insanların çoğu son derece oyunbaz ve geleneksel davranış kurallarını kırmaya istekli olmuşlardır.
İnovasyon, yaratıcı düşüncelerin başkaları tarafından benimsenen işlevsel ürünlere dönüştürülmesini gerektirir. Başarılı bir inovasyoncu olmak, yaratıcılığın temelinde yatan bilişsel özelliklerden farklı olarak, analitik beceriler, kararlılık ve inatçılık gibi başka nitelikler gerektirir. (s. 157)

Yaratıcı süreci teşvik etmenin bir yolu da mizahtan geçer.
Mizahla oyunun ortak özellikleri de vardır. Her ikisi de sosyal işaretler içerip mevcut koşullara duyarlıdır. Mizah da oyunbaz oyun da ıraksak düşünmeyi kolaylaştıran pozitif, kaygısız bir duygu durumuyla ilişkilidir. (s. 159)

Oyun, oyunbazlık, yaratıcılık ve inovasyon arasındaki ilişkileri keşfederken biyoloji, psikoloji ve sosyal bilimler bir araya gelir. Bireyler hem yaratıcıları hem de oyunbazlıkları bakımından birbirinden farklıdırlar ama bu özellikler değişmez değildir. (s. 162)

Play, Playfulness, Creativity and Innovation
Türkçeleştiren: Songül Kırgezen
Ayrıntı Yayınları

2014