28 Ocak 2015 Çarşamba

George Herbert Mead

George Herbert Mead (1863 - 1931)     

Massachusetts’de doğdu. Akademik kariyerinin büyük bölümü Chicago Üniversitesinde geçti. En önemli eserleri arasında Zihin, Benlik ve Toplum (1934) ve Edim Psikolojisi (1938) yer almaktadır.
Mead, sosyolojik düşünce açısından hem nesnel hem de öznel davranışı birlikte ele alarak bunun önemini vurgulayan bir yaklaşım geliştirmiştir.
Mead’e göre, insanlar ve toplumsal düzenler, tamamlanmamış olgular olarak olma süreci içerisinde bulunmaktadırlar.

Rol Alma Süreci
İnsanların birbirleriyle etkileşiminin başarılı bir biçimde gerçekleşmesi sonucunda semboller, anlamlara sahip olmaktadırlar.
Mead’in yaklaşımında rol alma süreci, bireyin kendini diğerlerinin yerine koyması olarak tanımlanmaktadır. İnsanların bu şekilde birbirleriyle etkileşimi, bireyin her defasında bir diğerinin rolünü aldığı sürekli bir yorumlama süreci olarak görülebilmektedir.
Mead, rol alma süreci ile bireylerin “benlik” kavramını geliştirdiğini belirtmektedir.

Benlik Teorisi
Mead, benlik kavramını toplumsal bir fenomen olarak geliştirmiştir. Toplumsal benlik, başkalarının düşüncelerine verilen tepkinin bir sonucu olarak yansıtıcı ve düşünümsel olarak ortaya çıkmaktadır.
İnsan, ancak içinde yaşadığı ortama uyarak ve onu kontrol etmeye yönelik bir mücadele içinde yer alarak kendi benliğini oluşturmaktadır.
Mead’e göre benlik, ancak bireyin kendisine dışarıdan bir nesne olarak bakabilmesi ile gelişmektedir. Bunu yapabilmek için bireyin, kendisini diğerlerinin bakış açısından gözlemleyebilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, benliğin gelişiminin kaynağı, bir diğerinin rolünü alma yeteneğinde yatmaktadır.
İnsanların davranışları eylemseldir. İnsan davranışı inançların, fikirlerin, ilkelerin oluşturduğu değerler tarafından yönlendirilmekte ve bu özelliği ile hayvanların davranışından ayrılmaktadır.
İnsan davranışlarına yön veren değerlerin oluşması bilinç ve öz bilinç kavramlarıyla açıklanır.
Bilinç (conscious), düşünebilme yeteneğini ve içinde bulunduğumuz dünyanın farkında olmayı içermektedir. Kendi benliğinin farkında olmadan birey, diğerlerinin eylemlerine, tepki ya da eylem yöneltemez.
Öz bilinç (self-conscious), tek ve eşsiz olan kendi varlığımızın farkında olmayı ifade etmektedir.
Benlik bilinci, bireyin kendisinin diğerlerinden bağımsız, toplumsal kimliğinin farkında olmasını ifade etmektedir.
Mead’e göre insanın eylemsel davranışı sahip olduğu zihne dayanmaktadır.
İnsanlık, zihin ve benlik aracılığıyla, akıl yürütme ve düşünme yeteneğine sahip olmaktadır.
Benliğin toplumsal gelişimi ikili bir sürece dayanmaktadır. Bunlar uzlaşma (negotiation) ve yorumlamadır (interpretation).

Ben (I) ve Beni/Bana (Me)
Mead’e göre bireyin davranışları ve kendi varlığının farkında olması, diğer bir deyişle benlik, birbirinden ayrılamayan “ben” (I) ve “beni/bana” (me) özelikleri içeren bir süreç tarafından belirlenmektedir.
Benlik, bir taraftan düşünen ve eyleyen bir özne olarak “ben” (I) ve diğer taraftan bireyin başkaları için var olan dünyada bir nesne olarak kendi benliğinin farkında olması ile “beni/bana” (me) olarak ele alınmaktadır.
Ben”, bireyin bir bütün olarak kendisi hakkındaki düşüncesine dayanmaktadır.
Beni/Bana”, herhangi bir anda ya da durumda, diğer insanların bireyden nasıl davranmasını beklediğinin farkında olması ile oluşmaktadır. Başka bir deyişle, bireyin kendisini belirli bir toplumsal rolde tanımlamasıdır.
Nasıl tepki verdiğimiz, bizim hakkımızda insanlara bir şeyler anlatmaktadır. Dolayısıyla bireylerin tepkileri kim oldukları, nerede oldukları ve kiminle olduklarına bağlı olarak değişebilmektedir.

Her eylem “ben” biçiminde başlamakta ve genellikle “beni/bana” biçiminde son bulmaktadır.
“Ben”, eylemi teşvik edici bir destek verirken, “beni/bana”, eyleme yön vermektedir.
Ben = İçerik
Beni/bana = biçim

Genelleştirilmiş öteki, toplumsal grubun tutumlarının içselleştirilmesini ifade etmektedir.
Genelleştirilmiş öteki, “ben” ve “beni/bana”nın diyalektik bir ürünü olarak kabul edilmektedir.

Benliğin Oluşum Aşamaları
1. Hazırlık Aşaması (Preparatory Stage): Bu aşamada bebek anlamsız taklitler yapar. Çocuk diğerlerinin yerine kendini koyarak onların rollerini almaya başlamaktadır.

2. Oyun Aşaması (Play Stage): Bu aşamad çocuk bireysel rolleri içselleştirilmektedir. Oyun aşamasında benlik düşüncesi, çocuğun diğerinin rolünü almasıyla gelişmektedir.

3. Birlikte Oyun Aşaması (Game Stage): Çocuk bir oyuna katıldığı zaman, oyuna katılan başkalarının rollerini de düşünmek zorunda kalır. Böylece, diğer oyuncularla kendi ilişkisinin farkına varmaktadır. Çocuğun ne yaptığı, takımda bulunan bir diğeri tarafından kontrol edilmektedir. Böylece aynı süreç içerisinde, dâhil olanların tutumlarının örgütlenmesi olan “öteki” meydana gelmektedir

Mead, çocuğun olgunlaşma sürecindeki son aşamanın, bireyin bütün toplumun tutumunu temsil eden “genelleştirilmiş öteki”nin rolünü aldığı zaman ortaya çıktığını ileri sürmektedir. Örgütlenmiş grup, “genelleştirilmiş öteki” olmaktadır. Bu genelleştirilmiş öteki için aile, eğitim, sendika gibi gruplar örnek olarak gösterilebilir.

Mead, bir toplumun sahip olduğu kültürün özel toplumsal roller için uygun davranış biçimlerini önerdiğini kabul etmektedir. Ancak kültür, bireyin eylemini önceden belirlememektedir. Çünkü mevcut bir durum hiçbir zaman daha önceden karşılaşılan durumlarla birebir aynı olmamaktadır. Toplumsal roller devamlı etkileşim yönünde değişmektedirler.

---
Modern Sosyoloji Tarihi
Editör: Prof. Dr. Serap Suğur
Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2304, Eskişehir, Ocak 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder