25 Ocak 2015 Pazar

Talcot Parsons

Talcot Parsons (1902 - 1979)

Lisans eğitimini tamamladıktan sonra ölümüne dek Harvard’da dersler vermiştir. İşlevselciliğe yaptığı katkılardan ötürü işlevselcilik sıklıkla Parsons’ın çalışmasını ifade etmek için kullanılmaktadır.
Weber’in bireyciliği ile Durkheim’ın bütüncülüğünü bütünleştirmeye çalışmıştır.
Parsons’ın çalışmalarının genel olarak;
a) toplumsal eyleme odaklanan çalışmaları,
b) yapısal işlevselci yaklaşımı ve
c) modern sitsem kuramı olmak üzere üç evrede incelenebilir.

Parsons’ın Birinci Evresi: Toplumsal Eylem
Toplumsal Eylemin Yapısı (1937) adlı eserinde Durkheim, Marshall, Pareto ve Weber’in düşüncelerini sentezleyerek tek bir kuramda bütünleştirmeye çalışmıştır
Weber, sosyolojinin konusu olarak toplumsal eylemi belirlemiştir. Parsons’a göre eylemler, yaşayan organizmalar olan insanların davranışlarından türerler. Bununla beraber insanın davranışları dış etkilere de maruz kalmaktadır. Bir davranışın eylem haline gelmesi için;
a) davranışın beklenen bir amaca yönelik olması,
b) toplumun norm ve değerleri tarafından düzenlenmiş olması,
c) enerji, çaba ya da motivasyon yatırımı içermesi ve
d) belirli bir durumda gerçekleşmesi gerekir.

Parsons’a göre sosyal sistemde eylemler rol temelinde örgütlenirler. Rolün ilk ögesi, rol beklentisidir. Rol beklentisi, aktör ile diğer aktörler arasındaki karşılıklılık ilişkisidir.
Aktör eylemde bulunurken eylemin kendi ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamamasına bakarak tercihte bulunuyorsa motivasyonel yönelim, toplumun norm ve değerlerini düşünerek tercihte bulunuyorsa değer yönelimi söz konusudur.
Motivasyonlar eylemi kişilik sistemine bağlarken, değerler de kültürel sisteme bağlar.
Sosyolojinin toplumsal eyleme olduğu kadar toplumsal yapıya da önem vermesi gerektiğini düşünen Parsons, bu düşüncesini toplumsal eylem anlayışında ortaya koymakta ve belirli bir toplumsal eylem biçiminin ortaya çıkması için yapısal özellikler ve bağlılık (kolektif yargı) aracılığıyla bir değerin oluşması gerektiğini ileri sürmektedir.

Parsons’ın İkinci Evresi: Yapısal İşlevselcilik
Parsons ilk çalışmalarında toplumsal eyleme odaklanırken daha sonra toplumların yapısına ve işlevlerine odaklanmaya başlamıştır. Bu dönemki çalışmalarında ağırlıkla Durkheim ve Pareto’nun düşüncelerini geliştirir.
1947 yılında yazdığı “Sosyolojik Kuramın Konumu” adlı yazısında sosyolojide bir kuram olarak işlevselciliğin önemini vurgulamış, 1951’de de işlevselci yaklaşım açısından son derece önemli bir eser olan “Sosyal Sistem” adlı kitabını yayımlamış ve bu eserinde Pareto’nun sosyal sistem anlayışını geliştirmeye çalışmıştır.

Parsons sosyal sistemi, toplumsal eylemin örgütlendiği yollardan biri olarak görür.
Parsons dört eylem sistemi olduğunu belirtir:
a) davranışsal organizma,
b) kişilik sistemi,
c) sosyal sistem ve
d) kültürel sistemdir.

Parsons’a göre sosyal sistemin temel birimi statürol bileşimidir. Statü, sosyal sistemdeki yapısal pozisyondur, rol de bu pozisyondaki aktörün yaptıkları, gösterdiği davranışlardır. Bununla birlikte statü ve rol bileşeni, aktörlerin değil, sosyal sistemin özelliğidir.

Parsons’a göre sosyal sistemlerin özellikleri:
1) Sosyal sistemlerin diğer sistemlerle uyumlu bir şekilde işleyebilecek şekilde yapılandırılmaları ve aktörlerinin ihtiyaçlarının çoğunu karşılamaları gerekir.
2) Sosyal sistemler varlıklarını sürdürebilmek için
a) diğer sistemlerden destek görmeye,
b) dile ve
c) üyelerinin yeterli derecede katılımda bulunmasına ihtiyaç duyarlar.
3) Sosyal sistemler, potansiyel olarak bozuk olan davranışlar üzerinde en azından asgari düzeyde kontrol sahibi olmalı, eğer çatışma çok yıkıcı hâle gelirse çatışmayı kontrol altına almalıdır.

Çok çeşitli rol ve normların olduğu modern toplumda sosyal sistemin bütünleşmesini sağlayan ve bütünlüğü koruyan dengedir.
Denge durumundaki bir toplum, çatışmanın olmadığı, herkesin kendisinden, yani kendi rollerinden ne beklendiğini bildiği ve bu beklentilerin sürekli olarak karşılandığı bir toplumdur.
Denge durumu gerçekte ulaşılabilen bir durum olmasa da toplumlar denge durumuna erişmeye çalışırlar.
Denge durumuna ulaşmak için toplum, toplumsallaşma ve toplumsal kontrol süreçlerini araç olarak kullanır.

Kalıp Değişkenler
Parsons, toplumların norm ve değerlerini sınıflandırmak amacıyla bir şema geliştirmiştir. “Kalıp değişkenler” olarak adlandırılan ve iki tip kalıp değişken grubu içeren bu şema aracılığıyla bütün norm, değer, rol ve kurumlar sınıflandırılabilir ve toplumların bütünleşme ve denge düzeyleri ölçülebilir.
Parsons bu şemayla iki teorik toplum tipi arasındaki yapısal farklılaşmayı beş boyutta değerlendirerek toplumun yapısını belirleyen kalıp değişkenleri ortaya koymaya çalışmıştır.
Modern toplumun yapısal özelliklerini taşımayan küçük toplulukların temel değer sistemi A tipi kalıp değişkenlerle nitelendirilir, bu tip kalıp değişkenler duygusal tatmin gibi dışa vurumcu değer ve normların özelliğidir. Diğer taraftan endüstrileşmiş ve bürokratikleşmiş modern toplumların temel değer sistemi ise amaca ulaşma, görevleri yerine getirme gibi araçsal değer ve normların özelliği olan B tipi kalıp değişkenlerle nitelendirilir.
A tipi kalıp değişkenler
B tipi kalıp değişkenler
Nitelik
Performans
Yaygınlık
Belirlilik
Özgüllük
Evrensellik
Duygusallık
Duygusal yansızlık
Kolektif yönelim
Bireysel yönelim








Parsons’a göre bir toplumun yapısını belirleyen, o toplumdaki kalıp değişkenlerdir. Toplumsal değişme de kalıp değişkenlerin ikinci gruba (B tipine) doğru hareketidir.

Niteliğe karşı performans: Bu değişken, bireylerin sahip oldukları statünün verili statü mü edinilmiş statü mü olduğu ile ilgilidir. Nitelik, aktörlerin niteliklerini, özelliklerini vurgularken performans aktörün başarılarını vurgular.

Yaygınlığa karşı belirlilik: Bu değişken, bireyin karşı karşıya olduğu kişi ile ilgili genel bir değerlendirme mi (akrabalık ilişkileri), yoksa sadece söz konusu işle ilgili olarak mı (iş ilişkileri) değerlendirme yaptığı ile ilgilidir.

Özgüllüğe karşı evrensellik: Bu değişken aktörün kişileri ve durumları kendisiyle olan özgül ilişkilerine ve duygusal standartlarına göre mi, yoksa bilişsel ve evrensel standartlara göre mi değerlendirdiği ile ilgilidir.

Duygusallığa karşı duygusal tarafsızlık: Birey kendi duygusal tutumlarının davranışını etkilemesine izin veriyor, yani kendi duygularını tatmin etmeye yöneliyorsa duygusallık, duygularını disipline ederek sadece işin yapılmasına odaklanıyorsa duygusal tarafsızlık söz konusudur.

Kolektif yönelime karşı bireysel yönelim: Bu değişken, bireyin sadece kendi kişisel düşünce ve kararlarına, özel çıkarlarına mı yöneldiği yoksa içinde bulunduğu grubun ortak çıkarlarına mı yöneldiği ile ilgilidir.

Parsons’ın Üçüncü Evresi: Genel Sistem Kuramı
Parsons’ın genel sistem kuramı, ekonomi, siyaset bilimi, biyoloji, antropoloji ve psikoloji gibi ‘yaşayan sistemler’ hakkında çalışmalar yapan birçok bilimi birleştirmeye çalışmıştır.

Parsons, sosyal sistem kavramı hakkındaki faydacı, idealist ve pozitivist görüşlerin değerlendirmesini yaptıktan sonra kendi bakış açısını ortaya koymuştur.
Faydacılara göre sosyal sistemler, bireylerin kendi ihtiyaçlarını ve arzularını düzenli sistemlerle bütünleştirme yönündeki rasyonel dürtülerinin bir ürünüdür.
İdealistler ise toplumsal eylemi toplumsal ruhun gerçekleşmesi olarak görürler.
Pozitivistlere göre ise toplumsal eylemde değerlere ve çeşitliliğe yer yoktur.
Parsosns, toplumsal düzenin temelinde bu zorunluluğun değil, insanların paylaştıkları ortak değer ve inançların olduğunu düşünür. Toplumsal düzen insanlar bu ortak değerlere inandıkları için işlemektedir.

İşlevsel Zorunluluklar ve Sistemlerin İşlevleri
Parsons’a göre bütün yaşayan sistemlere özgü olan dört işlevsel zorunluluk vardır:
a) uyum (adaptasyon),
b) amaca ulaşma,
c) bütünleşme ve
d) gizil kalıp koruma
Bir sistemin varlığını sürdürebilmesi için bu dört zorunlu işlevin yerine getirilmesi şarttır.

(A) Uyum (adaptasyon): Her sistem, gereksinimleri doğrultusunda değişerek kendi dışındaki çevreye uyum sağlamak

(G) Amaca Ulaşma

(I) Bütünleşme: Bütünleşme, sistemi oluşturan parçaların eşgüdümü ve uyumu ile ilgilidir.

(L) Gizil kalıp koruma: Sistem içerisindeki eylemin devamlılığının ve düzenliliğinin sağlanması işlevidir.


 Araçlar
Amaçlar
 

A
Uyum
Amaca Ulaşma
G
Dışsal
L
Gizil kalp koruma
Bütünleşme
I
İçsel

Sistemin kendi gereksinimleriyle ilgili zorunluluklar içsel; çevreyle olan ilişkilerindeki gereksinimleri dışsal başlığı ile tefrik edilmiştir.

Genel Eylem Sisteminin Temel Yapısı

A
Davranışsal
Organizma
Kişilik
Sistemi
G
L
Kültürel
Sistem
Sosyal
Sistem
I

AGIL adıyla da anılan bu dört işlevsel zorunluluk, biyolojik, toplumsal veya psikolojik, bütün sistemlerde görülür.

Davranışsal organik sistem: Davranışsal organik sistem uyum işlevini üstlenir, dış dünyaya uyum sağlar ve dış dünyayı kendi ihtiyaçları doğrultusunda dönüştürür.

Kişilik sistemi: Kişilik sistemi, sistemin amaçlarını tanımlayarak ve bu amaçlara ulaşmak için kaynakları harekete geçirerek amaca ulaşma işlevini yerine getirir.
Parsons’a göre kişiliği oluşturan temel bileşen ihtiyaç eğilimleridir.

Kültürel sistem: Aktörleri eylemde bulunmak için motive edecek normları ve değerleri sağlayarak gizil kalıp koruma işlevini üstlenir. Kültürel sistem, inançlardan, değerlerden ve iletişimin sembolik aracılarından meydana gelir.

Sosyal sistem: Sosyal sistem kendisini oluşturan parçaların bütünleştirilmesi işlevini üstlenir.
Sosyal sistemler:
1) İki ya da daha fazla aktörün etkileşimini içerir ve sistemin odağı, etkileşim sürecinin kendisidir.
2) Söz konusu etkileşim belirli bir durumda meydana gelir.
3) Sosyal sistemler içinde kolektif bir amaç yönelimi ya da ortak değerler ve beklentiler hakkında bir uzlaşma vardır

Sosyal Sistemin Bir Örneği Olarak Toplum
(A) Ekonomi, emek, üretim ve tahsis-dağıtım yoluyla çevreye uyum (adaptasyon) sağlama ve çevreyi dönüştürme işlevini üstlenen yapı ya da alt sistemdir.
(G) Politika ya da politik sistem olarak adlandırılan alt sistem, toplumsal amaçları takip ederek ve aktörleri bu amaçlara ulaşmaları için harekete geçirerek amaca ulaşma işlevini yerine getirirken
(I) Toplumsal komünite(ler) (veya sosyal topluluklar) ise bütünleşme işlevini üstelenir ve toplumun çeşitli parçalarını koordine eder.
(L) Güvenlik sistemi, toplumsallaşma sürecinde toplumsal norm ve değerleri (kültürü) aktörlere aktararak ve bu norm ve değerlerin aktörler tarafından içselleştirilmesini sağlayarak gizil kalıp koruma işlevini üstlenir.

Dışsal
A
Ekonomi
Politika
G
İçsel
L
Güvenlik
Sistemi
Toplumsal
Komünite
I


Gizil kalıp koruma (L) ve bütünleşme (I) sistemin içindedir
Adaptasyon (A) ve amaca ulaşma (G) ise dışsaldır.

Ekonomi

 Araçlar
Amaçlar
 

A
Yatırım
Üretim ve
pazarlama
G
Dışsal
L
Üretim kaynaklarının
taahhüdü
Organizasyon
I
İçsel

Politika

 Araçlar
Amaçlar
 

A
İdare
İcra
G
Dışsal
L
Anayasa ve
Hukuk
Yasama
I
İçsel

AGIL şeması genel olarak sistemler için yaratılmış bir şema olduğu için topluma uygulandığı gibi, toplumun alt sistemlerine de uygulanabilir.
Parsons’a göre bu alt sistemlerin toplumda hangi biçimde ortaya çıkacağı, o toplumun değer sistemine bağlıdır.
Toplumsal kurumlar gibi bütün alt sistemler de rollerden meydana gelir.
Bu rollerin nasıl oynanacağı, hangi durumlarda hangi davranışların uygun olduğunu belirten kurallara, yani normlara bağlıdır.

Toplumsal Değişme
Parsons’a göre toplumsal değişme temel olarak toplumdaki bireylerin içselleştirdikleri norm ve değerlerin değişmesidir.
Aktörler değerlere ve içinde bulundukları toplumsal ortamın koşullarına göre seçim yaparak eylemde bulundukları için tamamen pasif değildirler.
Parsons, aktörlerin sistemi nasıl yarattığı ve koruduğuna değil, sistemin aktörü nasıl kontrol ettiğine odaklanır.

Sosyal sistem içinde büyük bir bireysel farklılık ve çeşitlilik vardır. Ancak Parsons üç nedenden ötürü bu bireysel farklılıkların sisteme ve düzene yönelik bir tehdit olduğunu düşünmez:
1- Aktörleri uygun davranmaya sevk edecek çeşitli toplumsal kontrol mekanizmaları vardır. Ancak bunlar idareli kullanılmalıdır. Zira toplumsal düzenin temeli, bireylerin toplumu oluşturan değer ve normları içselleştirmeleri ve buna uygun davranmalarında bağlıdır.
2- Belirli farklılık ve sapmalara karşı sistem içinde hoşgörü vardır. Esnek sistemler, katı sistemlere kıyasla daha güçlüdürler.
3- Sosyal sistem, farklı kişilik profillerinin kendilerini ifade edebilecekleri olanakları onlara sunmalıdır.

Sistemin varlığını ve dengesini sürdürebilmesini sağlayan temel mekanizmalar toplumsallaşma ve toplumsal kontroldür. Sistem içinde toplumsal kontrolün kendi içinde bir hiyerarşisi vardır. Bu hiyerarşiye göre en üstte
1) değerler, daha sonra
2) normlar, daha sonra
3) roller ve son olarak da
4) yaptırımlar yer alır

Toplumsal değişme, aktörlerin içselleştireceği değerlerin değişmesi olarak tanımlanabilir.
Toplumsal değişmeye neden olan temel faktörler:
1) Göç, demografik yapının değişmesi
2) Fiziksel kaynakların tükenmesi ve fiziki çevrede yaşanan değişimler
3) Bilim ve teknolojideki değişmeler
4) Yeni ideolojilerin etkisiyle kültürel örüntünün değişmesi

Toplumsal değişme evrimsel ya da devrimsel şekilde gerçekleşebilir.

Kültürel faktörler, değer ve inançların birbirini izleyen ve sürekli bir “rasyonelleşme” ve “gelenekselleşme” sürecine girmesine neden olur ve sosyal sistemi de bu şekilde değiştirirler.

Sosyal sistemlerin evrimsel değişimi, dört yapısal değişimden meydana gelir:
1) farklılaşma
2) uyum yeteneğinin artması
3) kapsama
4) değer genelleştirmesi

Parsons, ayrıntılara odaklanmadan toplumsal gelişmenin genel düzeylerini ana hatlarıyla birbirinden ayırmaya çalışmış ve ilkel, ara ve modern toplum aşamaları şeklinde üç genel düzey belirlemiştir.
---
Modern Sosyoloji Tarihi
Editör: Prof. Dr. Serap Suğur
Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2304, Eskişehir, Ocak 2013


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder